İstanbul Avrupa Yakası Araç Kiralama

İstanbul Avrupa Yakası tarihi semtleri, hareketli gece hayatı ve iddialı restoranlarıyla keşfedilecek sayısız heyecan barındırıyor. Avrupa Yakası’nı köşe bucak gezebilmek için bir araç kiralama işlemi yapmak şart. Budget İstanbul Avrupa Yakası araç kiralama ofisinde araba kiralama işleminizi tamamladıktan sonra gezinize başlayabilirsiniz.

İstanbul Avrupa Yakası gezisinde nasıl bir rota izleyeceğiniz konusunda kararsız kalabilirsiniz. “İstanbul Avrupa Yakası’nda ne yenir?” ve “İstanbul Avrupa Yakası’nın tarihi yerleri nerelerdir?” gibi soruları bilenlere sorduk. Onlardan aldığımız yanıtlarla hazırladığımız gezi programından keyif alacağınızı umuyoruz.

İstanbul Avrupa Yakası’nda her semt özel bir lezzet sunuyor. Ortaköy’de kumpirin, Eminönü’nde balık ekmeğin, Sultanahmet’te ise köftenin kokusuna karşı koymak gerçekten zor olabiliyor. Sarıyer’in nefis böreği ve Beyoğlu’nun meşhur çikolatası İstanbulluların en sevdiği lezzetler arasında. Birçok yerde karşınıza çıkacak kokoreç ve midye dolmayı da unutmamak lazım.

Türkiye’nin en kozmopolit şehri olan İstanbul’un Avrupa Yakası, İstanbul’un tamamında olduğu gibi Türk ve dünya mutfağından en çok beğenilen lezzetlere de kucak açıyor. Bu nedenle İstanbul’un lezzet skalasını daraltmak doğru bir yaklaşım değil. Sevdiğiniz, denemek istediğiniz ve hatta “acaba denesem mi?” diye düşündüğünüz tüm lezzetler İstanbul Avrupa Yakası’nda sizi bekliyor.

İstanbul Avrupa Yakası’nda kahvaltı yapabileceğiniz birçok farklı mekan bulunuyor. Her biri de güne keyifli bir başlangıç yapma fırsatı sunuyor. Simitçiler, börekçiler, serpme kahvaltı servisi yapan işletmeler, çorbacılar derken kahvaltı için neresinin tercih edileceği büyük bir muamma haline dönüşebiliyor. Bu nedenle İstanbul Avrupa Yakası kahvaltı salonu seçerken güne nasıl başlamak istediğinizi belirlemeniz gerekiyor. Üstelik kahvaltı öğününü yalnızca işletmelerde de geçirmek durumunda değilsiniz, emsalsiz boğaz manzarası karşısında en basit kahvaltılar dahi unutulmaz bir şölene dönüşüyor!

İstanbul Avrupa Yakası özellikle balık restoranları ile ünlüdür. Enfes mezelerin en taze balıklarla sunulduğu bu restoranlar farklı konseptte olduğu için her bütçeye uygun alternatifler barındırırlar. Öğlen ya da akşam öğünlerinde muhteşem lezzetle balıkların sizi beklediğini unutmamalısınız.

İstanbul Avrupa Yakası’nda iseniz elbette ki yemeklerde yalnızca deniz ürünlerini tercih etmek zorunda kalmazsınız. Kırmızı etin her halini deneyimleyebileceğiniz eşsiz mekanlar da sizi bekliyor olacak. Geleneksel Türk mutfağından enfes yiyecekleri de elbette es geçmemek gerekiyor.

Sıra geldi İstanbul Avrupa Yakası’ndaki dünya mutfağından lezzetlere. Daha önce de belirttiğimiz gibi İstanbul Avrupa Yakası sahip olduğu zenginliklerle dünya şehirlerini aratmıyor. Ülkelere özgü olduğu kadar dünyaca da tercih edilen lezzetler şık ve lüks restoranlarda İstanbullularla buluşturuluyor. Siz de bu lezzetleri deneyimlemelisiniz!

Beyoğlu’ndaki Pera Müzesi 2005 yılından beri İstanbulluları sanatla buluşturuyor. Bugüne kadar dünyaca ünlü pek çok sanatçıyı ağırlayan müzenin zengin koleksiyonu da mutlaka görülmeli.

Beyoğlu Çukurcuma’da bulunan Masumiyet Müzesi de ziyaret etmeniz gereken müzelerden biri. Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi adlı romanının hayat bulduğu müze, ziyaretçilerin bambaşka bir müze deneyimi yaratıyor. 2012 yılında açılan Masumiyet Müzesi, bir romanın müzeye dönüştürüldüğü ilk örnek. 2014’te Avrupa’da Yılın Müzesi Ödülü’nü aldığını da hatırlatalım.

Beyoğlu’ndan 6 kilometre uzaklaşarak İstanbul’un en özel semtleri olan Fener ve Balat hattını gezebilirsiniz. Yolda geçirdiğiniz vakit sırasında İstanbul Avrupa Yakası araç kiralama işlemi yaptığınıza bir kez daha memnun olacaksınız. Fener ve Balat geziniz boyunca her sokaktan karşınıza farklı bir tarih hazinesi çıkacağından şüpheniz olmasın. Eski İstanbul mahalle yapısının halen korunduğu semtler birçok filme ve diziye de dekor olmayı sürdürüyor. Kanlı Meryem Kilisesi, Rum Erkek Lisesi, Aya Nikola Kilisesi ve Fener Rum Patrikhanesi görmeniz gereken yerlerin başında geliyor. Popülerliği son dönemlerde gittikçe artan Fener ve Balat pek çok yeni kafe ve restorana da ev sahipliği yapıyor. Bu bölgedeki şirin kafelerde soluklanabilir, pazar günleri kurulan organik pazarı gezebilir ve bol bol fotoğraf çekebilirsiniz.

Balat’tan yaklaşık 5 kilometre uzaklıktaki Piyer Loti Tepesi, en güzel İstanbul manzaralarından birini sunuyor. Buranın adı İstanbul hayranı olan ve Pierre Loti adıyla anılan Fransız yazar Julien Viaud’dan geliyor.
Rotanızı şehrin kuzeyine doğru çevirdiğinizde buradaki semtlerin de sayısız güzellikle dolu olduğunu göreceksiniz. Aracınızla sahil boyunca ilerlerken benzersiz Boğaz manzarası da size eşlik edecek. Emirgan’ın yemyeşil doğası, Yeniköy’ün sıra halinde dizilmiş yalıları gerçekten görülmeye değer. Yeniköy’ün ardından Tarabya ve Kireçburnu’nu da geçerek Sarıyer’e geldiğinizde kendinizi bir sahil kasabasında gibi hissedebilirsiniz. Sıra sıra dizilmiş balıkçı tekneleri ve balık restoranlarıyla Sarıyer bir tatil yerini anımsatıyor. Meşhur Sarıyer böreğinin tadına bakmak için burada küçük bir mola verebilirsiniz.

Sarıyer’in bir semti olan Kilyos, İstanbul Avrupa Yakası’nda yaşayanların yaz aylarındaki kaçış noktası. Burada bulunan çok sayıdaki plaj İstanbul’dan uzaklaşmadan denizin ve güneşin tadını çıkarma fırsatı sunuyor.

İstanbul Avrupa Yakası’nı ziyaret ediyorsanız ilk duraklarınızdan biri şüphesiz İstiklal Caddesi olacaktır. Bu cadde merkezi konumu bir yana sahip olduğu özgünlük ve İstanbul için önemi ile sizi kendine çekecektir. Birçok pasaj barındıran, birçok eğlence mekanı bulunan, binaların mimarisi ile göz kamaştırdığı, ibadet yerlerinin ise hayranlık uyandırdığı bir destinasyon olarak tanımlanıyor.

İstanbul Avrupa Yakası’nda çok sayıda tarihi yapıyı bir arada görebileceğiniz en meşhur yer hiç şüphesiz tarihi yarımada. Burada ilk olarak Yerebatan Sarnıcı’nı ziyaret edebilirsiniz. Sultanahmet Meydanı’nın çok yakınında bulunan sarnıç saraya ve şehre su sağlamak için 6. yüzyılda yapıldı ve Osmanlı dönemine kadar kullanıldı. Günümüzde ise her sene yüz binlerce yerli ve yabancı turistin hayranlığını kazanıyor.

Sarnıcın hemen karşısında yer alan Ayasofya Müzesi ikinci durağınız olabilir. Bu büyüleyici yapı 532-537 yılları arasında Bizans İmparatoru I. Justinyen tarafından yaptırıldı. İstanbul’un fethinin ardından Fatih Sultan Mehmet bu büyük katedrali camiye dönüştürdü. Ayasofya’nın hayranlık uyandıran ihtişamlı kubbesinin genişliği eski katedraller arasında dünyada dördüncü sırada.

Ayasofya’nın hemen karşısında büyüleyici görüntüsüyle sizi Sultan Ahmet Camisi selamlayacak. İsminden de anlaşılacağı gibi Sultan Ahmet tarafından yaptırılan cami 6 minaresiyle İstanbul siluetini oluşturan değerli yapılardan biri. Mimarı Sedefkâr Mehmet Ağa olan caminin yapımına 1609 tarihinde başlandı ve cami 1617’de tamamlandı. 20.000’i aşkın İznik çinisiyle bezeli olması caminin en etkileyici özelliği. Mavinin etkisi ve gücü nedeniyle turistler tarafından “Mavi Cami” olarak da anılan Sultan Ahmet’i ziyaret etmeden şehirden ayrılmayın.

1478’de Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılan Topkapı Sarayı 400 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetim merkezi olarak kullanıldı. Muhteşem bir manzaraya sahip İftariye Kameriyesi, toplantıların izlendiği Divan-ı Hümayun, III. Ahmet Kütüphanesi ve Bağdat’ın fethedilmesi şerefine yaptırılan Bağdat Köşkü sarayın mutlaka görmeniz gereken bölümleri arasında. Kutsal emanetler ve 86 karatlık ünlü Kaşıkçı Elması da sarayın en ilgi çekici parçalarından.

İstanbul Avrupa Yakası’nın renkli gece hayatı eğlenmeyi sevenlere çok sayıda seçenek sunuyor. Canlı geceleri, kaliteli restoranları, seçkin müzik kulüpleri ve barları ile İstanbul Avrupa Yakası 7 gün 24 saat boyunca uyumuyor. Hiç uyumayan şehirlerden biri olan İstanbul’un Avrupa Yakası’nda Taksim, İstiklal Caddesi, Nevizade, Galata, Ortaköy, Bebek, Etiler, Şişli ve Nişantaşı eğlencenin en yoğun ve çeşitli yaşandığı yerlere örnek olarak gösterilebiliyor.