Şanlıurfa Araç Kiralama

Şanlıurfa, Doğu’nun gizemli kentlerinden biri. Geziniz sırasında Şanlıurfa’nın tüm gizemlerini çözeceğinizi söylemek iddialı olabilir ancak yine de şehri keşfetmek için bir araç kiralamak atılacak en doğru adım olacaktır. Şanlıurfa araç kiralama işleminin ardından Urfalıların önerileriyle gezinizi planlayabilirsiniz. “Şanlıurfa’da ne yenir?” ve “Şanlıurfa’nın tarihi yerleri nerelerdir?” gibi sorularımıza Urfa halkından aldığımız yanıtlarla şehirdeki gezinizin daha keyifli hale geleceğine eminiz.

Söz konusu Şanlıurfa olduğunda bu soruya verilecek yanıtlar oldukça çeşitlidir. Türkiye’nin en zengin mutfaklarından birine sahip olan şehirde keşfedilmeyi bekleyen birçok lezzet olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Şanlıurfa’nın en çok beğenilen yöresel lezzetleri arasında ağzı açık, üzlemeli pilav, söğütme, borani, Yahudi köftesi, içli köfte, bostana salatası, beli kırık kebabı, balcan kebabı, tepsi kebabı, kazan kebabı, şıllık tatlısı, peynir helvası, katmer tatlısı ve daha nicesi yer alıyor.
 
Urfa kebabı ise Şanlıurfa’ya yolu düşenlerin mutlaka deneyimlemesi gereken bir macera olarak yorumlanıyor. Kırmızı et, Şanlıurfa yemeklerinin birçoğunda başrolde. Ciğer, çiğ köfte, lahmacun, kuzu pirzola, içli köfte ve haşhaş kebabı gibi saymakla bitiremeyeceğimiz çok sayıda lezzet sofraları süslüyor.
 
Şanlıurfalılar şehirden ayrılmadan billuriye tatlısını ve mırra isimli kahveyi de mutlaka tatmanızı öneriyor.

Kahvaltıda ciğer yenilen bir şehirde günün ilk önerisi doğal olarak et lokantaları olabiliyor. Farklı şehirlerde yaşayanlar için biraz tuhaf olsa da söz konusu Şanlıurfa’da kahvaltı olduğunda et restoranlarının öneminin yadsınmaması gerekiyor.

Zengin mutfağa sahip Şanlıurfa gibi bir şehirde kahvaltılar et restoranları ile de sınırlı kalmıyor. Yöresel lezzetlerin ve serpme kahvaltıların eş zamanlı tercih edilebileceği kahvaltı mekanları da oldukça rağbet görüyor.

Şanlıurfa, kebap restoranlarının sayısı konusunda Adana ile yarışacak seviyede. Şehrin her köşesinde karşınıza bir kebapçı çıkıyor. Bu kadar çok seçeneğin arasında en iyilerini bulmak zor. Fakat karar verip fikir istediğinizde Şanlıurfa halkı tüm misafirperverliğini yansıtıyor.

Yöresel yemeklerin deneyimlenebileceği otantik, salaş ve lüks restoranların eş zamanlı hizmet verdiği bu şehirde hem öğle hem de akşam yemekleri büyük bir şölene dönüşebiliyor! Her biri titiz bir ortamda hizmet veren Şanlıurfa restoranları, Doğu gezisinde unutulmaz anılar bırakıyor!

Efsaneye göre putperest hükümdar Nemrut, Hz. İbrahim’i Urfa Kalesi’nin bulunduğu tepeden ateşe atar. Allah, “Ey ateş, İbrahim’e karşı selametli ve serin ol” der ve ateş suya, odunlar da balığa dönüşür. Hz. İbrahim’in düştüğü yere Halil-ür Rahman Gölü adı verilir. Balıklıgöl’de Ayn Zeliha adı verilen ikinci bir göl daha bulunuyor. Bu gölle ilgili efsaneler de muhtelif. Bunların ilki, Hz. İbrahim’e inanan Nemrut’un kızı Zeliha’nın da ateşe atladığı ve ateşin bu göle dönüştüğü yönünde. Diğeriyse gölün Zeliha’nın gözyaşlarıyla oluştuğunu söylüyor.
Kutsal kabul edilen Halil-ür Rahman Gölü’nün iki yanında iki cami bulunuyor. Camilerin biri Bizans dönemine ait Meryem Ana Kilisesi’nin yerine inşa edilmiş ve gölle aynı adı taşıyor.

Gölün diğer yanındaki Rızvaniye Cami ise 18. yüzyıla ait bir Osmanlı yapısı. Merkezde yer alan ve Şanlıurfa’nın en çok ziyaret edilen noktası olan Balıklıgöl’ün hiçbir yere benzemediğini hemen fark edeceksiniz. Balıklıgöl efsanesini öğrenmeli ve mistik atmosferini mutlaka solumalısınız. Özetle, Balıklıgöl’ü görmeden şehirden ayrılmamalısınız.
 
Şehir merkezine yaklaşık 121 kilometre uzaklıktaki Halfeti, Şanlıurfa’nın etkileyici bir başka köşesi. MÖ 855 yılından bu yana varlığını sürdüren bölge, Mezopotamya’nın en eski yerleşim yerlerinden biri. Siyah gülün Türkiye’de yetiştiği tek yer olan Halfeti, zamanın durduğunu hissedeceğiniz eşsiz bir durak. Halfeti’yi gördükten sonra tekneyle Savaşan Köyü’ne geçebileceğinizi de hatırlatalım.

Hz. İbrahim’in ateşe atıldığı yer olduğuna inanılan tepede bulunan Urfa Kalesi, Şanlıurfa için önemli bir nokta. 9. yüzyılda, Selçuklulara ait kalıntıların üzerine inşa edildiği düşünülen yapı, geçmişte çok sayıda imparatorluğun eline geçmiş. İç kale Romalılar tarafından yapılırken, Bizanslılar ve Osmanlılar kaleye birçok bölüm eklemiş. Etkileyici mimarisi kadar şehre hâkim konumu nedeniyle de görülmesi gereken kale, Şanlıurfa’da gün batımı izlemek için en uygun yer.
 
1995 yılında Şanlıurfa’daki Göbeklitepe’de başlayan kazı çalışmaları büyük yankı uyandırdı. Bölge, dünyanın bugüne kadar bildiği birçok şey üzerine yeniden düşünmesine sebep oldu. Mısır piramitlerinden yaklaşık 7500, İngiltere’deki Stonehenge’den 7000 yıl daha eski olan Göbeklitepe, birçok arkeoloğa göre yerleşik hayatın başladığı ilk yer. Yapılan araştırmalarda Göbeklitepe’de 20 kadar tapınak bulundu. Ancak bunların sadece altısına ulaşılabildi. Bilinen ilk tapınaklar olduğu kabul edilen yapılar nedeniyle Göbeklitepe dünyadaki ilk inanç merkezi olarak tanımlanıyor. Kazı çalışmaları, insanların ilk kez kalabalık gruplar halinde yaşadığı yerin Göbeklitepe olduğunu gösteriyor. Özetle, Göbeklitepe’yi görmeden Şanlıurfa’dan ayrılmanın iyi bir fikir olmadığını bilmelisiniz.